top of page

İkiz Annesi Olmak

  • elifbagdatliphotog
  • 27 Tem 2023
  • 4 dakikada okunur


İkiz bebeklerim olacağını öğrendiğimde hem bir korku hem de tarifsiz bir mutluluk yaşadım çünkü biliyordum ki ikiz annesi olmak hem çok zor hem de bir ayrıcalıktı.

Hamileliğin ilk haftalarından itibaren yaşanılan zorluklar, aşırı mide bulantıları, ilerleyen zamanlarda yaşanılan gelişme kaygıları ve erken doğum riskleri gerçekten hamileliğin tadını çıkaramadığım ve anlayamadığım bir süreçti. Tek düşüncem sağlıkla doğsunlar idi. Hatta bir fotoğrafçı olarak hamilelik fotoğraf çekimi, hastanede doğum çekimi, yenidoğan fotoğraf çekimi gibi birçok planlanmış çekimin, erken doğum yapmam sebebiyle ya geç yapılması ya da yapılamaması aslında beni üzmüştü. Hamilelik çekimi için yaptığım tüm hazırlıklar; elbiseler, taçlar, aksesuarlar hepsi kenara kaldırıldı. Çünkü ben son bir ayı yatarak geçirmek zorunda kaldım. Ama o an bir anne olarak tek isteğim onların sağlıkla dünyaya gözlerini açmalarıydı.


Hamileliğimin 33. haftasında bebeklerim dünyaya geldi. Çok küçüklerdi ve bir süre kuvözde kaldılar. Aslında yaşadığım o endişe, heyecan ve ilk kez anne olan birinin yaşadığı korkuları çifter çifter yaşamak, acaba çocuklarıma bakabilecek miyim diye düşünmek, sonra da benim canımın yarısı onlar diyip cesaretlenmek…


Çok şükür sağlıkla evimize gelmiştik doğumdan 10 gün sonra. Hastaneye geliş gidişler, emzirme çabaları, süt sağma ve o aşamada yaşanan sıkıntılar eve gelince daha da zorlaştı benim için. Çünkü uyandırıp emzirmek bile çok zordu. Yarım saat kızımı, yarım saat oğlumu emziriyordum. Doğru düzgün dinlenmeden tekrar kızımı ve tekrar oğlumu emzirmeye başlıyordum. Uyandırma çabaları, dökülen terler, emmiyor emse de doydu mu acaba diye kaygılanmak, mama vermeli miyim yoksa yeterince emmedi süt mü sağsam diye düşünmek… Her yenidoğan hastane kontrolünde acaba kaç gr. aldılar diye merakla bekleyip 10 gr. için mutlu olduğumuz günlerdi. O süreç o kadar zordu ki hem çok kalabalıksın hem çok yalnız. İşte bu süreçte yenidoğan çekimi falan yapmak ya da yaptırmak aklıma bile gelmedi, zaten o kadar küçüklerdi ki.


Ne zaman bir ay geçti, ne zaman çocuklarım yenidoğan bebek gibi oldular, işte o zaman her şey daha da yerine oturdu, belki ben alıştım belki onlar hayata alıştı. Günlük uyku saatleri, sürekli uyku halleri, emmeleri, her şey belirli bir rutine girmişti. Hasta olmamalılardı çok dikkatli olmalıydım çünkü zaten erken doğumdan dolayı ikişer kilo doğan minnacık kuzucuklardı. Bu süreçte ben de çok yıpranmıştım, gerek manevi gerek fiziksel olarak o kadar yorgundum ki sadece bir anne olarak güçlü durmaya, onlara yetebilmeye çalışıyordum. Tabi artık gaz sancılarımız başlamıştı. Sabahlara kadar sadece ağlamasınlar mahvoldular diye masajlar, hareketler, beslenme sonrası uyusa da sürekli bir gaz çıkartma eylemi, bu böyle aylarca sürdü diyebilirim.


Mesela şu an yeni doğum yapan annelerime önerilerim ilk bir hafta 10 gün sarılık olmamaları için güzel beslemek, sonrasında rutin olarak her karnını doyurduktan sonra 15 dakika kucakta dik olarak pat pat yöntemiyle gazını çıkarmasına yardımcı olmak. Bu arada ilk emzirmede memede hassasiyet oluşur, hatta yara olur, emzirme sonrası kremler veya iyi gelen şeyler var onları da sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben 2 ay acısını yaşadım belki ikiz olduğu için bu kadar uzun sürdü bilmiyorum ama denemediğim şey kalmadı. Ayva çekirdeği kölesi, bitkisel göğüs ucu kremleri, zeytinyağı, tahin yağı ki bu bana çok iyi geldi. Ama şu gaz sancılarına hiçbir şey etki etmedi. Anason, rezene, gaz damlaları, çaylar her şeyi denedim. Tabi ki hiç faydası olmuyor diyemem, bazen rahatlatıyordu ama özellikle kızım o kadar çok ağlıyordu ki oturup onunla ağladığım çok olmuştur. Bu konuda babamızın emeği o kadar çok ki sabahlara kadar kucağında, kollarında salladığını hiç unutamam. Bu kadar zorluğun içinde güzellikler yok muydu tabi ki vardı; en güzel şey onların mis kokularıydı. Minnacık elleri ayakları, yumruk kadar olan kafaları, izle izle inanması zor büyüleyici iki küçük melek yanımdaydı, sağlıklıydı ve aşırı mükemmeldiler. Anne olmak ben diye bir şey olmamaksa ikiz annesi olmak kendini tamamen unutmakmış.


İkiz annesi olmak acaba onu çok kucağıma aldım diğerini az mı aldım, biri çok emdi diğeri az mı emdi, onunla çok ilgilendim biraz da diğeriyle ilgileneyim diye diye terazi tutmakmış. Her şeyde adaleti sağlamak, ikisine de yetebilmek, ikisine de aynı ölçüde eşit sevgi verebilmeyi sağlamak… tabi bu mümkün olmuyor çünkü kanın öyle bir kaynıyor ki kucağındakini öpmelere koklamalara doyamıyorsun, diğerini alınca öbür yavrunu özlüyorsun. İstiyorsun ki can parçaların hep kucağında göğsünde olsun kokularıyla uyu...


Bu arada ikizlerim 7 aylıkken 3. çocuğuma hamile olduğumu öğrendim. İşte o zaman çok korkmuştum, bunu da ayrı bir blog yazısında anlatırım. Çünkü benim 3 numaram o kadar anlamlı ki iyi ki diyorum her zaman.


Allah'ım size sağlık versin yavrularım, bana bu güzel duyguları yaşattığınız için şükürler olsun. Ne kadar zor olsa da hepsi bir süreç, geçiyor gidiyor geriye anılar, yaşanılanlar ve hatıralar kalıyor. Fotoğraflar da o hatıraların en önemli kısmı bence. Ben ikizlerimin yenidoğan fotoğraflarını çekemedim ama 3 ay, 6 ay, 1 yaş, 2 yaş, 3 yaş çekimleri, hepsini yapmaya çalıştım. Tabi arada çekilen binlerce fotoğrafı saymıyorum bile. Ama 3. çocuğumun yenidoğan çekimlerini yaptım. Belki bu mesleği sevdiğim için, belki işi bildiğim için, belki anne olduğum için, hangisi bilmiyorum ama fotoğraflarla anı biriktirmek çok güzel bir yaşam biçimi. Çünkü çok çabuk büyüyorlar ve maalesef hayat akışında güzellikleri yakalamakta zorlanıyoruz.


Size tavsiyem o özel zamanlarınızda sizin yanınızda olabilecek o büyülü anlarınızı sizin için hatıralara katacak her şeyi, sizin gözünüzden sizin gibi hazırlayıp size sunacak, size hiçbir iş bırakmayacak bir fotoğrafçı ile anı biriktirmenizdir.


 
 
 

Comments


bottom of page